Olympos'ta yer yerinden oynuyor, şölen ortasına düşen bir elma ile bütün tanrıçalar birbirine girdi. Hera, Athena ve Aphrodite arasında arbede yaşandı. Elli Nereus Kızları'ndan Thetis'in ölümlü Peleus ile evlilik töreni sorunlu başladı. Olympos'ta düzenlenen şölene Kavga Tanrıça Eris çağrılmadı. Kambersiz düğün olur mu diyerek bu duruma fena halde öfkelenen Eris, üzerinde "en güzele" yazılı elmayı şölenin ortasına gizlice atarak oradan uzaklaştı. Elmayı gören ve şölenin en güzeli olmak isteyen Hera, Athena ve Aphrodite arasında tartışma çıktı.Aralarında anlaşamayan tanrıçalar, Zeus'tan yardım istediler. Ancak Zeus'un tepkisi üzerine tüm tanrı ve tanrıçalar şaşkına döndü. Bir yanda eşi ve kardeşi Hera, diğer yanda kızları Athena ve Aphrodite olan Zeus, bir aile faciası yaşanmaması için hakemlik görevini İda Dağı'nda çobanlık yapan Paris'e verdi. Yıkıcı bir güzellik tutkusu içinde bulunan tanrıçalar, hakemlik görevini üstlenen Paris'e rüşvet üstüne rüşvet öneriyor. Hera, Küçük Asya krallığını, Athena sonsuz akıl, Aphrodite ise Spartalı Helene'nin aşkını sunuyor.

Olympos'ta ve insanlar arasında tüm gözler şimdi, dünyanın ilk güzellik yarışmasına tanıklık eden İda Dağı'na ve oradan gelecek habere çevrildi.

Paris, üzerinde "en güzele" yazılı elmayı kime verecek? Bu soru, Olympos kulislerinin ve Agora sokaklarının tek sorusu haline geldi. Agora'nın magazin çevrelerinde ise gündem konusu Aphrodite oldu. Cosmos'un en güzeli olarak kabul edilen Aphrodite'nin neden kendine güvenmeyip, "Spartalı Helene'nin aşkını" rüşvet olarak öne sürdüğü ayrıca bir tartışma konusu yarattı.

Haberci tanrı Hermes, İda Dağı'nın çobanı Paris'in üzerinde "en güzele" yazılı elmayı Aphrodite'ye verdiğini bildirdi. Kimi magazin yazarları zaten bunun olması gerektiğini savunurken, kimi çevreler ise Aphrodite'nin bu ödülü rüşvetiyle aldığı ve aslında en güzelin Spartalı Helene sayılması gerektiği görüşünü savundu.

İnsanlar dünyasında ve Olympos'ta tartışmalar süredursun, üç tanrıça arasındaki tartışma iyiden iyiye kızıştı. Hera ve Athena söz birliği yapmışcasına; yarışma süreci tamamlanmış olsa da, Paris'in verdiği bu kararın hem kendisi ve hem de kenti Troya için bir yıkım olduğu söylendi. Böylece Hera ve Athena Troya'ya olan nefretlerini ve düşmanlıklarını açıkça belli etmiş oldular.

Olayların nasıl gelişeceği ise, Troya'da, Agora'da ve Olympos'ta yeni tartışmalar açacağa benziyor.

Kimi çevreler bunun, Kader Tanrıçaları Moiraların bir oyunu olduğu görüşünde. Bilindiği üzere Troya için yıllar öncesine ait bir kehanet dilden dile dolaşmaktaydı. Troya Kraliçesi Hekabe, en küçük oğlu Paris'e hamileyken kötü bir rüya ile uyanmış ve rüyasını yorumlamaları için dönemin isim yapmış bilicilerine başvurmuştu. Biliciler ise bu düşün, Troya yıkımının habercisi saymışlardı. Hekabe rüyasında, karnından alevlerin yükseldiğini ve tüm Troya kentini sardığını görmüştü. Bilicilerin bu yorumları üzerine Priamos ve Hekabe, Paris doğar doğmaz, Troya'nın bir yıkıma uğramaması için, çocuğu ölüme terketmek üzere İda Dağı'na bırakması için bir elçiye vermişlerdi. Ancak, dağda çocuğu bir çoban bulmuş ve onu büyütüp yetiştirmişti. Güzellik yarışması ve Paris'in hakemlik görevini Kader Tanrıçaları Moiraların bir oyunu sayan çevreler, bu yarışmanın Paris'in tekrar Troya'ya dönüşü için bir bahane oluşturduğu görüşünde. Yarışma ile kimliği açığa çıkan Paris hem Troya'ya dönmüş olacak ve hem de Aphrodite'nin rüşveti olan Spartalı Helene'yi kaçırmasıyla da Akhalar ile Troyalılar arasında düşmanlığa ve savaşa neden olacağı görüşü ağırlık kazanıyor.

Yıllar öncesine ait kehanetin ve bu kehanetin gerçekleştiğini gösteren süreç hem insanlar dünyasında ve hem de Olympos'ta kaygılı bir bekleyişe yol açıyor.