Dionysian Festivals and the Great Dionysia.
Dionysian Festivals and the Great Dionysia.
Cengiz Yavuz /
Kent Dionysia, Eski Atina yaşamında Panathenaia Festivali’nden sonra en önemli festivaldi. Pompe ve yarışmaların başlıca yer tuttuğu festival kırsal bölgelerde kutlanırdı. Tragedya ve komedya bu festivalde yer alsalar da asıl önemine Kent Dionysialarda kavuştu. Tiran Peisistratos döneminde, Kent Dionysia ya da Büyük Dionysia adıyla 530’larda kentte kutlanmaya başlandı. Bu dönem Atina aristokrasinin, güçlenme sürecindeki yeni sınıf olan sanayiciler ve tüccarlarla bir uzlaşma çabası niteliği de taşıyan Solon reformlarından sonra, demokrasiye doğru yol alan Atina toplumunun kentleşme çabasının da bir dışavurumuydu. Tiran Peisistratos’un yaptığı düzenlemelerden biri de festivali kente taşıyarak Kent Dionysia’yı kurmaktı.

Festivalin en önemli bölümleri pompe ve yarışmalardan (agon) oluşurdu. Drama oyunları, dönem Atina’sında oldukça önemli bir rol oynar ve kentte büyük saygı görürdü. Etkinliklerde görev  üstlenenler ise yurttaşlar olurdu. Ancak festivale herkes izleyici olarak katılabilirdi. Yurttaşlar, meteikoslar (yerleşmeci), diğer kentlerden gelenler bulunurdu. Atina dışında yaşayan yurttaşlar kente geri döner, tutuklular salıverilirdi. Tüm kenti Dionysia coşkusu sarardı. Dionysos’un ölüş ve dirilişine uygun olarak, festival, baharda, Elaphebolion ayının ortalarında (olasılıkla 9-13 Elaphebolion) kutlanırdı. Festivalin düzenlenmesi ve yönetimi Arkhon Eponymos’un sorumluluğundaydı.  Arkhon da kendisine yardımcı olarak iki paredroi ve on epimeletai atardı. 

İlkin, Dionysos’un ağaçtan heykeli Akademia yakınlarındaki Dionysos tapınağına getirilir ve sunu yakmak için üzerinde küçük bir çukur bulunan alçak bir atlar olan Eskhara’ya yerleştirilirdi.

Tanrı Dionysos, Eleutheros kızlarına ilk göründüğünde üzerinde keçi derileri varmış. Kızlar onu aşağılayıp kovmuşlar. Tanrı da bu duruma çok öfkelenmiş ve onların her birini çılgına çevirmiş. Kızlar da iyileşebilmek için tanrıya bir Melanaigis olarak tapınmışlar. Önceleri erkekler de istememişler, tanrının kente gelişine karşı koymuşlar. Tanrı da ceza olarak erkekliklerini almış. Bir kahinin önerisi üzerine erkekler de ağaçtan yaptıkları koca phalloslarla, tanrının öfkesini yatıştırmaya çalışmışlar. Bu aynı zamanda kutlamaların da özünü oluştururdu. Kışın yeraltına inen tanrı, baharın gelişiyle yeryüzünde yeniden hayat bulurdu. Tanrının yeraltına inişinin üzüntüsü olarak festivalde tragedya yarışmaları, yeniden dirilişinin sevinci olarak da komedya yarışmaları düzenlenirdi. 

Oyunların Yazılışı

Arkhon, seçilir seçilmez, Kent Dionysia hazırlıklarına başlardı. Festivaldeki yarışmalara katılmak isteyen ozanlar, yaz aylarında Arkhon Eponymos’a oyun taslaklarını sunarlardı. Arkhon, kural gereği üç ozana oyunlarını bitirmesi ve yarışmalara katılması için izin verirdi. Kostüm, mask, koronun oluşturulması, müzik ve dans eğitiminin verilmesi gibi oyunun yazılmasından sahnelenmesine dek tüm giderlerini karşılaması için Atina’nın zengin ailelerinden üç khoregos seçer ve her birini bir ozana için görevlendirirdi. Zengin Atinalılar, khoregosluk görevini yurttaşlık ödevlerinin bir parçası olarak görür ve bundan da onur duyarlardı. Arkhon, khoregos seçiminden sonra bir de üç oyuncu (protagonist) seçer ve kura ile ozanlar arasında paylaştırırdı. Bunu ikinci ve üçüncü oyuncuların atanması izlerdi. Oyuncuların seçiminde profesyonellik aranırdı ve oyunculara devlet tarafından ücret ödenirdi.

Ozanlar taslak olarak sundukları oyunları yazmaya başlarlardı. Her bir ozan, yarışmaya, üç tragedya ve bir satyr oyunundan oluşan bir dörtleme (tetralogya) ile katılırdı. Önceleri, Aiskhylos’un Orestea üçlemesinde olduğu gibi tragedyalar arasında bir konu bütünlüğü olurdu, ancak daha sonraki dönemlerde  konu bütünlüğü aranmaz oldu. 

Ozanlar oyunlarını yazarken, khoregos da Atinalı yurttaşlar arasından 15 kişi (önceleri 12) seçerek koroyu oluştururdu. Oyuncuların aksine koro için profesyonellik aranmazdı. Daha önceki oyunlarda deneyim kazanmış yurttalar da olabileceği gibi hiçbir deneyimi olmayanlar da seçilebilirdi. Koronun oluşturulmasından sonra, müzik ve dans eğitimi için bir eğitimciyle anlaşılırdı. Koronun eğitimini ozan da üstlenirdi. Bunların yanı sıra khoregos, kostümlerin, maskların ve dekorların giderlerini de karşılardı.

Proagon

Festivalden bir gün önceki akşam, Perikles’in Akropolis’teki tiyatroda yaptırdığı Odeon’a gidilirdi. Bu yarışmalara bir giriş niteliği de taşırdı. Her bir ozan, oyuncuları ve korosuyla birlikte başlarında çelenklerle Odeon’da beklerdi. Sırası gelen ozan ekibiyle birlikte Okribas’a çıkar ve yarışmalarda sahneleyeceği oyunlarının adını ve konusunu açıklardı. Proagon, izleyicilere, oyuncuları ile koroyu kostümsüz ve masksız görme olanağı da tanırdı. 

Eisagoge

Tanrının heykeli Eleusis’ten getirilmiş ve tiyatronun kutsal bölgesindeki Dionysos tapınağına konmuştu. Heykeli bulunduğu yerden alıp Akademia yakınlarındaki Dionysos tapınağında bulunan ve Eskhara denen bir atlara yerleştirilirdi. Sonrasında küçük bir tören yapılarak, tanrının onuruna bir ilahi olan hymnoslar okunurdu. Bunu, heykelin, meşaleler içinde ve ephebosların eşliğinde kente taşınması izlerdi. Yarışmalara tanıklık etsin diye tiyatroya getirilirdi ve yarışmalar boyunca orada kalırdı. Taşıma işlemi, Tanrının Eleutherai’a gelmek için denizi geçişini temsilen gemi-araba ile yapılırdı. Tiyatroda, orkhestranın merkezinde bulunan Thumele denen sunakta Eleos atları üzerine konur ve gizli bir tören yapılırdı.

Pompe

Eisagoge’nin ertesi sabahında, kent içinden geçen büyük bir tören alayı düzenlenirdi. Bu alay, festivalin resmen başladığının da bir işareti sayılırdı. Alayın en başında Arkhon yer alırdı. Yurttaşların yanı sıra kente gelen yabancılar ve meteikoslar da katılırdı. Alaya katılan herkes en güzel elbiselerine giyerlerdi. Özellikle de khoregoslar. Onlar, alayın içinde, kırmızı ve erguvan renkli, altın işlemeli elbiseleriyle ilk göze çarpanlar olurdu. Aristokrat bir aileden genç bir kız, özellikle üzüm olmak üzere kutsal sunularla dolu bir sepeti başının üzerinde taşırdı. Alayda, sunum tepsisi taşıyanlar (skaphephoroi), su testisi taşıyanlar (hydriaphoroi), omuzlarında deriden yapılmış şarap kaplarını taşıyanlar (askiaphoroi) ve kutsal ateş (thumaterion) taşıyan genç bir adam bulunurdu. Epheboslar ise tanrıya kurban edilmek üzere bir boğa getirirlerdi. Bunların yanı sıra birçok kadın ve erkek tanrı için sunular taşırlardı.  Bu tören alayı, Atina’nın gücünü gösterebilmesi için bir olanaktı da aynı zamanda. Ayrıca Köy Dionysialarında da olduğu gibi ağaçtan phalloslar da taşınırdı. Alay 12 tanrı atlarına geldiğinde koral şarkılar söylenirdi. Alaydan sonra da Dithyrambos yarışmaları düzenlenirdi.

Dithyrambos

Dithyrambos, Dionysos onuruna yazılmış bir çeşit hymnostur. Onun doğumu, yeniden doğumunu ve maceralarını konu edinirdi. 

Festivalde, Atina’nın on phylesinin her biri bir dithyrambos koyardı. Yetişkin erkekler ve erkek çocuklardan oluşan iki kora ile temsil edilirlerdi. Ellişer kişiden oluşan bu koroların eğitimi ve giderlerini karşılamak üzere her biri için bir khoregos seçilirdi. Ödül ise khoregosa ve onun temsil ettiği phyleye verilirdi. Önde koro lideri olmak üzere, koro sağdan tek sıra halinde girerdi ve onları flütçü izlerdi. Hepsi, parlak taçlar, rengarenk süslenmiş uzun elbiseler ile büyüleyici kostümler giyerdi. Flütçü Dionysos atlarının basamağında durur, koro ise onun etrafında dairesel biçimde dizilirdi. Flütçü aulosunu çalarken, koro da altar etrafında dairesel olarak dans ederdi. Birçok koral şarkıda oduğu gibi dithyramboslar, strophe, antistrophe ve epodeslerden oluşurdu. Koro, strophe söylerken, yıldızların doğudan batıya hareketini temsilen sağa doğru; antistrope söylerken, gezegenlerin batıdan doğuya doğru hareketini temsilen sola doğru hareket ederdi. Epodes boyunca ise yeryüzünün duruşunu temsilen hareketsiz dururlardı. Koro, gösterisini bitirdikten sonra geldikleri gibi tek sıra halinde çıkarlardı.

Komos

Agondan önceki gece festivalin ikinci alayı olan komos kurulurdu. Birçok erkek ellerinde meşalelerle kent sokaklarında dolaşırdı. Şarapla sarhoş olmuş bir biçimde aulos ve harp eşliğinde şarkılar söyleyip dans ederlerdi.

Agon

Festivalin yarışmalı bölümüydü. Tragedya ve komedya yarışmaları düzenlenirdi. Çoğu Atinalı erkek yurttaşlar olmak üzere, kadınlar, meteikoslar, yabancılar, köleler oyunları üzlemek üzere tiyatroda bulunurdu. Dionysos rahipleri ve jüri üyeleri ön sıradaki özel yerlerine otururlardı. Dana önceden kurayla belirlenmiş sıraya göre ozanlar oyunlarını sergilemeye başlamadan önce bir tören daha yapılırdı. İlkin, tiyatronun arındırılması için memedeki yavru bir domuz, tanrı için kurban edilirdi. On strategos Dionysos onuruna yere şarap serperlerti. Atina’nın yandaşları yıllık vergilerini orkhestra üzerine sererdi. Bunun izleyen yurttaşlar, zengin ve güçlü bir kentte yaşadıklarını düşünerek gururlanırlardı. Kente yararı dokunmuş yurttaşların adları okunarak, bir taçla onurlandırılırlardı. Ardından da törenin son bölümü başlardı. Babaları savaşlarda ölmüş ve Atina tarafından yetiştirilerek eğitilmiş gençler hoplit silahları kuşanmış olarak izleyici karşısına çıkardı.

Gösteriler boyunca, seyircilere şarap dağıtılır, aralarda da çörekler dolaştırılırdı. Bunlar ücretli olabildiği gibi ücretsiz de olabilirdi. Komedyalar boyunca da koro, eğlendirebilmek için izleyiciler üzerine ceviz ve kuru üzüm atardı. Gösteriler tanrıyı onurlandırmak ve ona adanmak için olsa da izleyiciler alkışlayarak ya da ıslıklayıp yuhalayarak oyun hakkındaki görüşlerini, beğenilerini gösterirlerdi.

Borular çaldıktan sonra 15 kişilik tragedya korosu sağ taraftan dikdörtgen biçiminde sıralanarak orkhestraya yürürdü. Aulos çalanlar da onları izlerlerdi. Yerlerine geldikten sonra yüzleri seyircilere dönük, dans ederep koral şarkılarına (od) başlarlardı. Tragedya danslarının bir çoğu ağır başlı ve görkemli olurdu. Ama bazı zamanlarda çok canlı da olabilirdi. 

Tragedya yarışmalarına katılan üç ozanın her biri bir gün sahne alır ve yarışma üç günde tamamlanırdı. Festivalin altıncı gününde de 5 ayrı ozandan 5 komedya sahnelenirdi. 

Ekklesia

Daha önceden her phyleden bir kişi seçilerek oluşturulan jüri, kendi tercihlerine göre oyunları sıralayıp bir tablete yazarlar ve çömleğe atarlardı. Arkhon içlerinden rastgele beş tableti seçerdi ve böylece kazanan belli olurdu. Kazananın ilan edilmesinin ardından, Arkhon, kazanan ozanın başına sarmaşık bir taç takar. Kazananın khoregosuna da bir tripod verilirdi. Ozan parlak kurdelalar ve sarmaşık taçla onurlandırılırdı. Festivalin son alayı da kazanan ozanın evine doğru kurulun ve ozanın başarısı kutlanırdı. Yarışmalardan sonra her bir khoregos, kendi korosuna görkemli bir şölen verirdi


Agathon's Symposium
In honor of Agathon, who won an award in the tragedy competitions, the choregos hosted a legendary symposium.
Life
The streets of the Agora will come alive again.
The Agora will be bustling in the month of Pyanepsion. Fashion designers from neighboring cities will showcase their work.
Life
All the Gods Gather at the Feast.
A Grand Feast Takes Place on Olympus.
Life
Will Heracles Never Die?
Heracles attained immortality by plucking the golden apples of the Hesperides, which granted eternal life to humans.
Life
Queen of the Amazons, Penthesilea, was killed.
Queen of the Amazons, Penthesilea, was killed by Achilles. However, according to reports, Achilles fell in love with the queen after her death.
Life